Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Kadıköy’deki Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde bir grup gazeteci ile bir araya geldi. Partisinin yol haritası, bölgede yaşanan gelişmeler, yeni çözüm süreci ve olası erken seçim tartışmaları konusunda değerlendirmelerde bulunan Okuyan, Türkiye’de savaşın konuşulmadığını ifade etti.
“Dünyada şu anda geniş kapsamlı bir savaş olmamasının tek nedeni nükleer silahlar” diyen Okuyan, sözlerini şöyle sürdürdü:
ALMANYA SAVAŞI TARTIŞIYOR: Savaşmaya hazırlanıyor bütün dünya. O bütün dünyanın başında da Avrupa geliyor. 20 küsur yıl önce bu ülke ‘Avrupa Birliği serüvenleri’ dedi. Yıllardır NATO üyesiyiz. Türkiye’nin en önemli ekonomik partneri Almanya. Buna rağmen baktığınız zaman Türkiye’nin gündeminde savaş yok. Savaşlar kendi başına bir olgu değil. Ekonomiyi ilgilendiriyor, siyaseti ilgilendiriyor. Toplumların her şeyini ilgilendiren bir olgu. Savaş, siyasetin başka araçlarla sürdürülmesi. Türkiye’de siyaset alanına baktığımız zaman şu yeni çözüm süreci öncesinde Erdoğan ve Bahçeli’nin ‘Türkiye’ye dönük de bir tehdit var. İç cepheyi sağlamlaştıralım’ vurgusu dışında Türkiye’de savaş hiçbir şekilde konuşulmuyor. Çünkü bu, Türkiye siyasetinin ne kadar anlamsız ne kadar içeriksiz bir biçimde yoluna devam ettiğinin en önemli kanıtıdır. Almanya savaşı tartışıyor. Almanya’da ırkçı partinin yükselişiyle savaş olasılığı arasında bir paralellik var. Avrupa Birliği toplanıyor, ‘Hızla silahlanmalıyız, savaş geliyor’ diyor. İlkokullarda, sığınaklarda bir savaş durumunda nasıl davranılması gerektiğine ilişkin çocuklara dersler veriliyor. Korku filmi gibi. Her taraf böyle.
ERDOĞAN’IN KARŞISINA ÇIKMAYA ÇALIŞANLARIN DÜŞÜNCELERİ NE: Türkiye’de tek adam rejimi olduğu için artık ben partilerden söz etmiyorum. Erdoğan’ın karşısına aday olarak çıkacak olan, çıkmaya çalışan arkadaşlarımızın bu konudaki düşünceleri ne? Erdoğan’ın düşüncelerini biraz biliyoruz. O, her şeyi fırsat olarak gördüğü için dünyadaki bu atmosferden yararlanmaya çalışan bir siyaset tarzı güdüyor. Mesela İmamoğlu, Mansur Yavaş, İYİ Parti’nin yeni lideri, Özgür Özel… Bu arkadaşlar, dünyadaki bu gidişat konusunda herhangi bir yorum yapmadan nasıl siyaset yürütüyorlar? Yani bu ülkede insanlarımıza ‘Ben bu ülkeyi savaştan korurum. Savaşa sokmayacağım’ diyebiliyorlar mı? Çok enteresan. Böyle bir gündem yok. Dün Netanyahu, ABD ziyareti öncesinde ‘Biz Trump’la el ele bölgenin haritasını değiştirmeye devam edeceğiz’ dedi. ABD ziyaretini buna bağladı. Doğru. Netanyahu, 40 yılın başında çok dürüstçe bir şey söyledi.
SOL KAVRAMINI ARTIK KULLANMIYORUZ, SOLDAN KOPTUĞUMUZU İLAN ETTİK: Türkiye Komünist Partisi, başka dünyadaki komünist partileriyle beraber sınırların değişmemesi gerektiğine ilişkin yıllarca bir mücadele sürdürüyor. Soldan çok eleştiri aldık biz. ‘Sınırların değişmesine karşı olan solcu mu olur’ diye. Biz zaten sol kavramını artık kullanmıyoruz. Soldan da koptuğumuzu ilan ettik geçen yıl. Umurumuzda değil bu tür eleştiriler ama bunun haber değeri var. Çünkü sınırların değişmemesi ilkesi, şu anda dünyanın belki de en sıkı sıkıya sarılması gereken ama ne yazık ki elden çıkmakta olan ilkesi ya da meselesi. Yakın gelecekte büyük olasılıkla Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya dahil olmak üzere her yerde sınır değişiklikleri gündeme gelecek. Peki, Türkiye siyaseti bunu niye tartışmıyor? Yani Türkiye’de bu mevcut sınırların, bu mevcut sınırlar da iki önemli olayın ürünüdür. Bir tanesi Ekim Devrimi, diğeri İkinci Dünya Savaşı. Onun bakiyesidir. Şimdi onu değiştirip buradan kurtulmaya çalışıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti de tam da dünyadaki yeni sınırların belirlendiği bir yere doğmuştur. Yani 1919’dan itibaren aynı döneme doğdu, İkinci Dünya Savaşı’nda da kendi sınırlarını korudu.
MEKSİKA DEVLET BAŞKANI DIŞINDA KAFA TUTAN KİMSE YOK: Türkiye’de siyaset yapan birisinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin altındaki zeminin değişmesi ya da ortadan kalkmasına yol açabilecek bir meseleyi sadece saçma bir biçimde Kürt sorununun üzerinden tartışması ve onun dışında hiç ilgilenmemesi bu meseleyle… Trump, ‘Sınırları değiştireceğim diyor. Putin, ‘NATO provoke etti. NATO genişlemeye çalıştı. NATO’ya karşı önleyici tedbir aldım’ dedi. Büyük ölçüde haklı ama şunu söyledik. Bu kapı açılırsa dünyada sınırları değiştirmek meşrulaşacaktır. Putin de solcu olmadığı için, kendi ideolojik ve sınıfsal çerçevesiyle hareket ettiği için ‘Ukrayna diye bir devlet yok ki tarihte’ dedi. ‘Bu başlarsa bunun arkası gelir’ dedik. Geldi. 3 yıl içerisinde Trump, 3 tane yerde sınır değişikliği istiyor. Meksika Devlet Başkanı dışında kafa tutan kimse yok. Koskoca Avrupa şaşkınlık içerisinde bakıyor. İsrail, sınırları değiştiriyor ve bizim ülkemizin Cumhurbaşkanı sınır değişikliklerini ima ediyor. Bu ülkede siyaset alanı bunu tartışmıyor. Bu, yurttaş olarak ağırıma gidiyor; siyasetçi olarak öfkelendiriyor.
AKP SALDIRIYOR. BÜTÜN GAZETECİLER ÜZERİNDE BASKI VAR: AKP saldırıyor. Bütün gazeteciler üzerinde baskı var. Siyaset alanına müdahale ediyor. Ümit Özdağ’ı içeri alıyor. Alanı daraltıyor. Rakiplerini eliyor. Bu unsur var ama başka bir mesele var. O da içerideki çelişkilerini yönetme biçimi olarak saldırılması. Çözüm süreci başlatıyorlar. Türkiye’deki Kürt diasporası ve siyaseti içerisindeki Alevilerden kurtulmaya dönük bir stratejiyle hareket ediyorlar. Suriye’ye, İran’a böyle bakıyorlar. Bu da bir yönetme krizidir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, artı bu bölge, bir mezhepçi ideolojiye sığmaz. Saydıklarımız, yönetme krizinin altında yatan şeyler. Peki Cumhuriyet Halk Partisi, iktidara talip bir parti olarak buraya dönük bunları tartışıyor mu? Burada bir oyun kurma çabası var mı? Yok. Biz biraz farklı bir yerden bakmaya çalışıyoruz. Ülke, İmamoğlu’na sıkıştırıldı muhalefet açısından ya da Mansur Yavaş ve İmamoğlu’na sıkıştırıldı. Öbür tarafta da Erdoğan var. Şimdi biz parti olarak bir yandan mücadelemizi sürdürüyoruz falan ama bir yandan da bu sıkışmaya müdahale etmeye çalışıyoruz.”
TKP, CUMHURBAŞKANI ADAYI ÇIKARACAK: Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Okuyan, yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimindeki adaylık konusuna ilişkin soruya “Çok net söylüyorum. Türkiye Komünist Partisi, bir cumhurbaşkanı adayı çıkaracak. TKP adayı olarak mı çıkarır, daha geniş bir kesimin adayı olarak mı çıkarır ama şuysa eğer, bugün Türkiye’deki bizim ‘düzen muhalefeti’ dediğimiz partilerin uzlaştığı adayı TKP desteklemeyecek ve kendi adayını çıkaracak. Bu, partimizin değişmez bir kararıdır” yanıtını verdi.
(ANKA HABER AJANSI)
More Stories
Yargıtay Pınar Gültekin Davasında Kararı İtiraz Etti
Bursa Büyükşehir’den dere temizliği
Bursa’da dönüşüm tesisinde başlayan yangın tekstil fabrikasına sıçradı